İslam dini temizliğe önem veren bir dindir. Bu nedenle müslümanların ibadet etmeden önce su ile abdest alması gerekir. İslam’da suyun önemi büyüktür. Su ile bedendeki ve ruhtaki kirler arındırılmış olur. Allah’ın huzuruna temiz bir ruh ve beden ile çıkmak gerekir. 

Suyun İslam’daki yeri sadece bedeni ve ruhu arındırmakla sınırlı kalmamaktadır. Allah-ü Teala’nın yarattığı her bir canlı oluşum yaşamak için suya ihtiyaç duymaktadır. Suyun olmadığı yerlerde canlı yaşamından bahsetmek imkansızdır. Canlı yaşamına değer veren İslam dininde suyun önemi oldukça fazladır. Bu nedenle su ile ilgili pek çok hadis bulunmaktadır. Bu hadislerden İslamda suyun yeri ve önemini kavramak mümkündür. 

Kuran-ı Kerim’de hayatımızın büyük çoğunluğunu oluşturan su ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Yağmurun oluşum aşamaları, yağmurun yere düşmesi, yer altındaki sular ve suya dair pek çok bilgi Allah’ın ayetlerinde yer alır. ‘’ Allah her canlıyı sudan yarattı’’ (Nur, 45; Enbiya, 30) Bu ayet ile İslam’da suyun ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.

Su İle İlgili Hadisler Nelerdir?

İslam dini insan yaşamına, insanların ihtiyaç duydukları kaynaklara önem vermektedir. Bunlardan biri de olmazsa olmaz sudur. İslamda suyun yeri büyüktür. Peygamber efendimizin hadisleri, Kuran-ı Kerimde yer alan bazı öğütler ile bunu kolayca anlayabiliyoruz. Bu yazıda su ile ilgili hadisleri ve suyun İslam için önemini gösteren yazıları derledik.   

Milyonlarca İhtiyaç Sahibi Var!

Milyonlarca ihtiyaç sahibine sen de destek olmak için bağışını yaz ve 'Bağış Yap' butonuna tıkla!

Ebu Hüreyre, peygamber efendimizin su ile ilgili bir sözünü şöyle aktarmıştır: ‘’Kimse durgun suya küçük abdest bozmasın…’’ (Müslim, Taharet, 95)

  • “Biriniz su içeceği zaman kabın içine solumasın. Tekrar su içmek istediği takdirde kabı ağzından uzaklaştırıp (soluk alsın) ardından içmeye devam etsin.” (İbn Mâce, Eşribe, 23)
  • Sa’d (b. Ubâde) Hz. Peygamber’e (s.a.v.)  “Hangi sadaka(nın verilmesi) daha çok hoşunuza gider?” diye sordu. Hz. Peygamber, “Su.” cevabını verdi. (Ebû Dâvûd, Zekât, 41)
  • “Süt haricinde hiçbir şey, yemek ve su yerini tutmaz. O, hem tok tutar; hem de serinlik verir.”
  • “Üç şey vardır ki bunlar asla yasaklanamaz: Su, ot ve ateş” (İbni Mâce, Ruhûn:16; Ebu Davud, Buyû,60; Ahmed b. Hanbel, V,364)
  • “Kendiliğinden biten ota mani olacağından dolayı ihtiyaç dışı su fazlalığından başkasının kullanımını yasaklamayınız” (Sahih-i Buhari, Kitâbu’l-Musâkâ,1090,1091;  Buhari, Şürb 2, Hiyel 5; Müslim, Musâkât 38, (1566); İbnu Mâce, Rühûn 19, (2478)
  •  “Su temiz olarak yaratılmıştır, rengini, kokusunu ve tadını değiştirmedikçe onu hiçbir şey kirletmez”
  • “Suyu kokusunu ve tadını değiştiren şeyden başkası asla murdar yapamaz.” (Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat ve Mu’cemu’l-Kebir’de (Rûdânî, 202)
  • Hz. Peygamber, “Su iki kulle (iki yüz rıtıllık su kabı miktarı) oldu mu pislik tutmaz, çünkü (bu durumda olunca) onu hiçbir şey kirletmez” buyurmuştur.

İnsanlara Su İkram Etmenin Fazileti Nedir?

İslam, paylaşmaya önem veren bir dindir. Susuz kalmış canlılara su vermek İslamda önemi büyük olan salih ameldir. İnsanlara su ikram etmenin faziletini peygamber efendimizin şu sözlerinden anlayabiliriz:

“Kıyâmet günü cehenneme gidecek bir kişi cennet ehlinden birine rastlar ve:

«–Ey filân! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim?» der (ve bu sûretle şefaat ister). Mü’min de o kimseye şefaat eder. Bir diğeri, yine cennetlik olan birinin yanına varır ve ona:

«–Hatırlıyor musun, sana birgün abdest suyu vermiştim?» diyerek (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder. Yine cehennemlik olanlardan biri, cennetlik birisine:

«–Ey filân! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben de o gün senin için gitmiştim» der. Cennetlik olan kimse de ona şefaat eder.” (İbn-i Mâce, Edeb, 8)

Allah Rasûlü (s.a.v) Ensâr’dan bir hastayı ziyaret ettiğinde, elini alnına koyup:

“–Kendini nasıl hissediyorsun?” diye sordu. Hasta cevap vermedi. Yanındakiler:

“–Yâ Rasûlallah! O sizi fark etmedi” dediler. Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“–Öyleyse beni onunla başbaşa bırakın!” buyurdu. İnsanlar dışarı çıktılar. Allah Resûlü (s.a.v) elini kaldırdı. Hasta, “Elini tekrar koy!” diye işâret etti. Efendimiz tekrar:

“–Ey fülan, kendini nasıl hissediyorsun?” buyurdu. Hasta:

“–İyi hissediyorum. Yanıma biri siyah diğeri beyaz iki kişi geldi” cevabını verdi. Resûlullah (s.a.v):

“–Hangisi sana daha yakın?” buyurdu. Hasta:

“–Kara olan bana daha yakın” dedi. Peygamber Efendimiz:

“–Öyleyse iyilik az, kötülük çok!” buyurdu. Hasta:

“–Yâ Rasûlallah, dua buyurun da istifâde edeyim!” dedi. Allah Rasûlü; “Allah’ım! Çoğunu bağışla, azını tamamla!” diye dua etti. Sonra:

“–Ne görüyorsun?” buyurdu. Hasta:

“–Anam babam sana fedâ olsun, hayır görüyorum. İyiliğin çoğaldığını, kötülüğün azaldığını görüyorum. Siyah da benden uzaklaştı” dedi. Allah Rasûlü (s.a.v):

“–Hangi amelin sana daha çok sahip çıkıyor?” buyurdu. Hasta:

“–Ben hayattayken su dağıtırdım…” cevabını verdi. (Heysemî, II, 322, 324)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir