İslam’ın beş şartından biri olan zekâtın neden ve ne zaman farz kılındığı en çok merak edilen konulardan biridir. Zekât, Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra farz kılınan bir ibadettir. İslam dini için önemli ibadetlerden biri olan zekât ile ilgili pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır.

Zekât kelimesi, artma, çoğalma ve bereket anlamlarına gelir. Fıkıh terminolojisinde zekat, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla, dinen zengin sayılan kişilerin mallarının belirli bir kısmını yoksul ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmasıdır.

Zekâtın Topluma Katkıları Nelerdir?

Zekât, malla yapılan ibadetlerden biridir. Bu nedenle topluma yönelik pek çok katkısı bulunur. Öncelikle zekat, zengin kişilerle yardıma muhtaç kişiler arasında bir köprü işlevi görür. Yoksulların ihtiyaçlarını giderebilmesine olanak sağlamakla birlikte toplumdaki kin, cimrilik ve bencillik gibi olumsuz duyguların arındırılmasına imkan tanır. Zengin kişiler ve fakir kişiler arasında bulunan uçurumun azaltılmasına katkı sağlar. Bununla birlikte zekât, toplumsal bir kenetlenme sağladığından önemli ibadetler arasında yer alır.

Zekât Kimlere Verilir?

Müslümanlar için farz olan zekât, dinen zengin sayılan kişilerce verilmektedir. Kur’an-ı Kerim’de zekâtın kimlere verilmesi gerektiği hakkında bilgiler yer alır. Bu bilgilere bakarak, fakirlere, miskinlere, zekât toplamakla görevli memurlara, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kişilere, esaret altındakilere, borçlulara, Allah yolunda cihad eden kişilere ve yolda kalmış kişilere zekat verilmektedir.

Milyonlarca İhtiyaç Sahibi Var!

Milyonlarca ihtiyaç sahibine sen de destek olmak için bağışını yaz ve 'Bağış Yap' butonuna tıkla!

Zekât İle İlgili Ayetler Nelerdir?

Kur’an-ı Kerim’de zekat ile ilgili bazı ayetler bulunur. Bu ayetler ise şöyledir;

  • Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rükû edenlerle beraber siz de rükû edin. (Bakara suresi 43. Ayet)
  • Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını Allah’ın yanında bulacaksınız. Çünkü Allah bu yaptıklarınızı görmektedir. (Bakara suresi 110. Ayet)
  • Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygambere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazını dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takva sahipleri de yine bunlardır. (Bakara suresi 177. Ayet)
  • Rasulum! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Sevap kazanmak için harcayacağınız şeyleri öncelikle ananıza, babanıza, akrabanıza, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verin. “İyilik olarak her ne yaparsanız, Allah onu mutlaka bilir. (Bakara suresi 215. Ayet)
  • Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe erişemezsiniz. Küçük büyük her ne verirseniz, Allah onu kesinlikle bilir. (Al-i İmran Suresi 92. Ayet)
  • Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için harcayanları da Allah sevmez. Bir kimsenin arkadaşı şeytan olursa, o ne fena bir arkadaştır. (Nisa suresi 38. Ayet)
  • “Bize dünyada da ahirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. Şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” Allah şöyle buyurdu: “Azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Fakat rahmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.” (A’raf suresi 156. Ayet)
  • Zekâtlar ancak fakirlere, yoksullara, zekâtların toplanmasında görevli memurlara, kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihad edenlere ve yolda kalmışlara verilir. Allah’ın bu konudaki kesin emri ve taksimi böyledir. Allah her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. (Tevbe Suresi 60. Ayet)
  • Onlar ki, yanlarında Allah anıldığı zaman kalpleri derin bir saygıyla ürperir, başlarına gelen musibetlere sabreder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bir kısmını Allah yolunda harcarlar. (Hac suresi 35. Ayet)

Zekât ile İlgili Hadisler Nelerdir?

Zekât, İslam’ın beş şartından biri olduğundan Müslümanlar için önemli bir ibadettir. Peygamber efendimiz, zekâtın önemini vurgulamış ve bu ibadet hakkında şöyle söylemiştir;

  • İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kabe’yi haccetmek ve Ramazan orucu tutmak.” (Müslim, İman, 21)
  • “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı…” (Ebû Dâvûd, Zekât, 32)
  • “Sadaka / zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)
  • Zekât, kişinin Müslümanlığının bir delilidir. (İbn Mace, Tahâret, 5)
  • Allah Resulü şöyle buyurdu: “Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…” (Tirmizi, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)
  • Yağmur ve nehir sularıyla sulanan veya kendiliğinden sulanan (mahsuller) de zekât miktarı onda bir; (hayvanlarla veya kovalarla) sulanan (mahsuller) de ise, yirmide bir oranındadır. (Buhâri, Zekât, 55)
  • Aişe (r.a.) diyor ki: “Allah Resulü’nü şöyle derken işittim: “Üzerinden bir yıl geçmeyen mal zekâta tâbi değildir.” (İbn Mâce, Zekât, 5)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir